Blog

YARALANMA RİSKİMİ NASIL AZALTIRIM?

Fiziksel aktivite sırasında sporcunun yaralanması, kaçınılması güç durumlardandır. Ancak çeşitli önlemlerle, yaralanma şiddetini ve sıklığını minimuma indirmek mümkün.
Yaralanmanın engellenmesi, fiziksel aktiviteden sağlanacak olan kâr oranını artırmakla birlikte, sporcunun zaman yönetimini daha iyi yapmasına da yardımcı olacaktır. Ayrıca, yaralanma sonrası fiziksel ve psikolojik bozulmaların da en aza inmesine katkıda bulunacaktır.

Riski Artıran Faktörler Neler?

Yaralanma riskini artıran faktörleri içsel ve dışsal faktörler olarak sınıflayabiliriz.

İçsel Risk Faktörleri

• Yaş
• Cinsiyet
• Vücut kompozisyonu (örn. Vücut ağırlığı, yağ kitlesi, VKİ)
• Önceki yaralanma öyküsü
• Fiziksel form durumu (örn. Kas kuvveti/gücü, esneklik, dayanıklılık)
• Anatomik uygunluk (örn. Vücut kompozisyonu)
• Beceri seviyesi (spora özgü teknik)

Dışsal Risk Faktörleri

• İnsan faktörü (örn. takım arkadaşları ve rakiplerin tutumu, hakemin müsabakadaki etkinliği)
• Koruyucu ekipman kullanımı
• Spor ekipmanları
• Çevresel koşullar (hava durumu, spor yapılan zeminin durumu vb.)

Risk faktörlerini belirlemek, değiştirilebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak, değiştirilemez risk faktörlerine karşı ise önlem alabilmek için önemlidir.

Sporcu Olarak Neler Yapabilirim?

Hepimiz antrenmanları düzenli yapmamız gerektiğinin bilincindeyiz, ancak pratikte bunu hayata ne kadar geçirebileceğimiz son derece kritiktir. Kuvvet, dayanıklılık, esneklik, denge gibi parametrelerin tamamını içeren bir antrenmanın her parçasının uygulanması ile yaralanma riskini en aza indirebiliyoruz.

Isınma-Soğuma

Antrenmanlara başlamadan ısınma hareketleri yapmanın ve antrenman sonrası soğuma hareketlerini yapmanın önemi unutulmamalıdır.

Performansın normal düzeyde ortaya konabilmesi için gerekli olan ısınma; kas, tendon, bağ ve diğer yumuşak doku yaralanmalarını önler.

Soğuma egzersizleriyle kastaki yorgunluk metabolitleri uzaklaştırılır, toparlanma süresi kısalır ve kas henüz sıcaklığını koruduğundan esneklik egzersizleri yapılabilir.

Ekipman Kullanımı

Spora özgü ekipmanları doğru ve etkin kullanmanın yanı sıra koruyucu ekipmanların da riski azaltılacak şekilde kullanılması yaralanmadan korunmada diğer önemli noktalardır. Müsabakalar ve antrenmanlar sırasında fair-play çerçevesinde davranış geliştirmek sporcunun kendisi ve diğer sporcular için olan yaralanma riskini azaltır.

Beslenme

Beslenme de yaralanmadan korunma stratejilerinde dikkat edilmesi gereken unsurlardan biridir. Kas gelişimi için yeterli proteini almanın yanı sıra, vücut yağ oranının istenilen düzeylerde kalması için diyetisyenlerin sporcular için önerdiği bireysel beslenme programlarına uymak önem taşır.

Aynı zamanda aşırı kullanım yaralanması olarak sporcularda sıkça görebildiğimiz stres kırıklarının görülme sıklığının, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı sonucu azaldığı çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bu sebeple dengeli beslenme ve güneş ışığından yeterince yararlanmanın da yaralanma riskini azaltacağı düşünülmektedir.

İletişim

Antrenörler ve hekimlerle iletişim halinde olmak ve negatif/pozitif geri bildirimler vermek bir diğer kritik noktadır. Antrenman yoğunluğu ve temposunun ayarlanmasında, toparlanma sürecinin belirlenmesinde ve yaralanma sonrası rehabilitasyonun ardından spora geri dönüşte tekrar oluşabilecek yaralanma riskinin daha düşük olmasında etkin bir iletişimin rolü çok büyüktür.

Teknik Ekip Olarak Neler Yapabiliriz?

Antrenman Planlaması

Teknik ekibin en çok dikkat etmesi gereken nokta, sporcuların antrenman ve yarışma kayıtlarını tutmak, bu kayıtlar doğrultusunda sporcuya özgü bir antrenman programı hazırlamaktır. Böylece sporcuya özgü yaralanma riskleri belirlenebilir, korunmanın çok daha etkin olması sağlanabilir ve olası yaralanmaların tedavisi daha doğru şekilde uygulanabilir.

Sezon içerisinde analizler yapılarak, yüklenme ve dinlenme dönemlerinin iyi ayarlanması gerekir. Oyuncularla iyi bir iletişim içerisinde olmak; aşırı kullanıma bağlı gelişen yaralanmalar başta olmak üzere, tüm yaralanma çeşitlerinin riskini azaltır.

Spor Hekimleriyle İş Birliği

Teknik ekip ve hekimler iş birliği içerisinde olarak bireysel/takım sporu fark etmeksizin, en sık yaralanmaların hangi yaralanmalar olduğunu belirleyerek hedefe yönelik risk yönetimi yapmalıdır. Böylece zaman ve maliyet açısından ideal risk yönetimine ulaşılabilir. Tipik yaralanmaları belirlemek ve bu yaralanmalara kimlerin daha yatkın olduğunu saptamak iyi bir başlangıç noktası olabilir.

Ekipman Temini

Sporculara gerekli koruyucu ekipmanların ve spora özgü ekipmanların temin edilmesini ve eksiklerin saptanmasını sağlamak da teknik ekibin görevlerinden biridir. Doğru ekipman kullanımıyla ilgili eğitimlerin düzenlenmesi gerekir. Ayrıca sağlık bilgisi ve yaralanmadan korunma yöntemiyle ilgili bilgilendirmeler yapmak da teknik ekibin dikkat etmesi gereken bir diğer önemli noktadır.

Kaynaklar

1. Brukner, P. and Khan, K., n.d. Brukner & Khan’s Clinical Sports Medicine.Chapter 12

2. Ergen, E., 2002. Spor Yaralanmalarından Korunma. Dirim, 77(1), pp.6-13.

3. KOZ, M. and ERSÖZ, G., 2010. Spor yaralanmalarının önlenmesinde fiziksel ve kassal uygunluğun önemi. Türkiye Klinikleri Ortopedi Travmatoloji-Özel Konular, 3(1), pp.14-19.

4. TURNAGÖL, H.H. and KOŞAR, Ş.N., 2017. Spor Yaralanmalarından Korunmada Beslenmenin Önemi. Türkiye Klinikleri Spor Hekimliği-Özel Konular, 3(3), pp.207-213.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

SPORDA SIK GÖRÜLEN YARALANMALAR NELERDİR?

Ayak Bileği

Ayak Bileği Burkulması (Distorsiyonu)

Ayak bileğindeki yumuşak doku yaralanmalarının çoğunluğu bilekteki ani yük değişimi ile ortaya çıkar. Ayak bileğindeki bağ yaralanmalarında bilek, genellikle dıştan içe doğru burkulur ve dış bağlar gerilir. Farklı yönlerdeki travmalar ve travmanın derecesine göre iç yan bağlar ve bacak kemikleri arasındaki sindesmoz (eklem) zar yapısı da yaralanabilir.

Aşil Tendiniti/Tendon Yırtığı (Rüptürü)

Yaralanmalar içsel (kuvvet eksikliği, esneme yetersizliği vs.) ve dışsal (ayakkabı, antrenman sahası, spora özgü hareketler vs.) faktörlere bağlı olarak gelişir. Aşil tendinitinde bu faktörlere bağlı olarak zaman içerisinde ağrı, hareket kısıtlılığı gibi semptomlar görülebilir. Aşil tendon kopması ise ani gelişen bir gerilme sonucu ortaya çıkabilir.

Ayak Bileği Ön Sıkışma (Anteior İmpingement) Sendromu

Tekrarlayan ayak (sırtına doğru hareketler/dorsifleksiyon) hareketleri sporcularda, özellikle de futbolcularda ‘’Futbolcu Ayağı’’ olarak tanımlanan bir sendromdur. Sıkışma sendromlarının tedavisinde öncelikle bu hareketleri kısıtlamak gerekir, sonra da kademeli bir egzersiz yapılmalıdır. Bütün yaralanmalarda olduğu gibi iyileşmeyen durumlarda cerrahi tedavi düşünülür.

Ayak Bileği Arka Sıkışma (Posterior İmpingement) Sendromu

Tekrarlayan (ayak tabanına doğru/plantar fleksiyon) ayak hareketleriyle sporcularda özellikle balerinlerde görülen bir sendromdur.

Ayak Tabanı Zar İnflamasyonu (Plantar Fasciitis)

Zar yapısının topuğa yapışma yerinde aşırı kullanıma bağlı oluşan bir patolojidir (hastalık bilimi). Koşucu gibi aktif sporcularda ve ayakta çalışan kişilerde sık görülür. Uygun ayakkabı veya tabanlık seçimi, ayak tabanında soğuk masaj, gerdirme hareketleri başlangıçta önerilen tedavi protokolüdür.

Diz

Ön Diz Ağrısı (en sık Kondromalazia Patella)

Uygun olmayan diz yapısı ile tekrarlayan yanlış diz hareketleri sonrası ön dizde yer alan kıkırdak yapısının bozulması sonucu oluşur. Koruma ve konservatif tedavi (cerrahi müdahale olmadan ilaç vb. şekilde tedavi) ile şikayetler genellikle azalır.

Menisküs Dejenerasyonu/Yırtığı (Rüptürü)

Daha çok sporcularda görüldüğü için bir sporcu hastalığı olarak bilinse de, dizdeki ani dönme hareketleri başta olmak üzere, travmalar sonucu ve yaşlılarda dize alınan küçük darbelerin birikmesi ile oluşan menisküs yırtığı, dizini herhangi bir şekilde zorlamış kişilerde de görülebilir. Eklem aralığında ağrı, hareket sırasında kilitlenme bulguları görülebilir.

Ön Çapraz Bağ Gerilmesi/Yırtığı (Rüptürü)

Spor aktiviteleri sırasında özellikle ani durma, hızlanma, yavaşlama ve dönme (yön değiştirme) gibi durumlarda bağ lezyonu gelişir. Ayak sabitken dizin ya da bacağın burkulması sonucunda ortaya çıkar. Dizde boşluk hissi ve güvensizlik sık görülür. Kısmi ya da tam yırtık durumuna göre bulgular ve tedavi yaklaşımı değişir.

İç ve Dış Yan Bağ Gerilmesi/Yırtığı (Rüptürü)

Dizin içine doğru zorlama ile iç, dışına doğru zorlanma ile dış yan bağ yaralanır. Dizde en sık yaralanan bağ, iç yan bağdır. Dizin iç ve dış tarafına doğru boşluk hissi görülebilir.

Patellar Tendiniti/Tendon Yırtığı (Rüptürü/Jumper’s Knee)

Atlama, sprint ve diğer iniş hareketleri gibi sürekli ağırlık taşıma aktiviteleri ile yavaş yavaş gelişir. Patellar tendinit zemininde, bazen de ani-dengesiz bir hareket sonucu kısmi ya da tam yırtık gelişebilir.

Omuz

Omuzda (Subakromiyal) Sıkışma (İmpingement) Sendromu

Sıkışma sendromu korakoakromiyal ile humerus başı arasında, genellikle supraspinatus tendonu, subakromiyal bursa, bisipital tendon ve rotator kılıf tendonlarının sıkışması sonucu oluşan bir hastalıktır. Bütün yaralanmalarda olduğu gibi sıkışma derecesine bağlı konservatif ya da cerrahi tedavi planlanır.

Supraspinatus Tendiniti/Tendon Yırtığı (Rüptürü)

Kolun aşırı kullanılması veya alışık olunmayan hareketlerin yapılması, aniden zorlama veya yüklenme supraspinatus tendonu ile subakromiyal bursada zedelenmeye yol açabilir. Tendinit durumu zamanla tendon yırtığına da dönüşebilir.

Biseps Brachi Tendiniti/Tendon Yırtığı (Rüptürü)

Diğer tendon yaralanmalarında olduğu gibi aşırı kullanım veya ani gerilmeler ile tendinit ve tendon yırtıkları gelişir. Daha çok vücut geliştirme sporunda karşılaşılır. Kolun ve omuzun ön yüzünde ağrılar olur.

Omuz Çıkığı (Glenohumeral Laksisite/Subluksasyon/Luksasyon)

Travmatik bir yaralanma veya gevşek kapsüler ligamentler sebebiyle oluşur. Omuz çıkığı genellikle öne doğru olur. Kemik, kapsül, labrum, tendon yaralanmalarına bağlı olarak cerrahi tedavi planlanabilir.

Akromiyoklaviküler Eklem Ayrılması (Seperasyon)

Akromiyoklaviküler eklem (Köprücük kemiği ile kürek kemiğinin tam ortasında kalan bölüm) fibröz disklerin olduğu, ligamentlerle (bağlar) destekli düz ve zayıf bir eklemdir. Omuz üstü düşmeler sonucunda farklı derecelerde yaralanmalar ortaya çıkabilir. Eklem üzeri şişlik, diğer omuza doğru hareketlerde ağrı ile kendini belli eder.

Uyluk Bölgesi

Uyluk Arkası (Hamstring) Kas Zorlanması (Strain)

Hamstring, uyluk arkasında bulunan üçlü bir kas grubudur. En sık yaralanan kas yapısıdır. Genellikle ani gerilme ile yaralanma olur. Kaslar; yetersiz ısınma, yetersiz esneklik, kuvvet eksikliği ve yorgunluk gibi sebeplerden dolayı hasara uğrar.

Uyluk Önü (Kuadriseps) Kas Zorlanması (Strain)

Kuadriseps, uyluk ön kısmında bulunan dörtlü bir kas grubudur. Koşu, sıçrama, denge gibi önemli işlevlerde etkindir. Kas zorlanmalarında, diğer yumuşak doku yaralanmalarındaki gibi planlı bir tedavi programı izlenmelidir.

Bacak Kaval Kemiği

Kaval Kemiği Orta Hatta (Medial Tibial) Stres Reaksiyonu/Kırığı

İçsel (kişinin yapısal bozukluğu gibi) ve dışsal (eski ayakkabı, antrenman zemini vb.) faktörlere bağlı kemikte oluşan aşırı kullanım sonucu ortaya çıkan yaralanmalardandır. Stres reaksiyonu genellikle istirahat dönemi sonrası yüklenme antrenmanları ile başlar, sonrasında kırığa dönüşebilir ve kesin bir tedavi protokolü yoktur. İstirahat, koruyucu önlemler, aktivite modifikasyonu, soğuk uygulama, kademeli esneklik-kuvvet egzersizleri yanında farklı tedavi modülleri de denenir.

Çocuklarda Sık Görülen Büyüme Ağrıları

Dizde Os-Good Schlatter Hastalığı

Diz aşağısında kaval (tibia) kemiğinde, patellar tendonun yapışma yerinde ağrı ve şişlik olur. Sporcu erkeklerde 10-15, kızlarda ise 8-13 yaşlarında sık görülür. Özellikle sıçrama, atlama ve koşu sırasında şikayetler artar. İstirahat, koruyucu önlemler, kademeli tedavi ile spora geri dönüş planlanabilir.

Topukta Sever Hastalığı

Topuk (kalkaneus) kemiğinde ve aşil tendon yapışma yerinde ağrı veya hassasiyet olur. Diğer büyüme ağrılarında olduğu gibi belirli tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Yumuşak Doku Yaralanmalarında ve Eklem Burkulmalarında Tedavinin Başlangıcında Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

Yaralanmaların derecesine ve yaralanan yapılara göre bir tedavi planı oluşturularak, spora geri dönüş şekillenir. Yaralanmanın başlangıç döneminde özellikle ilk 48-72 saatte PRICE programı uygulanabilir. Daha sonrasında kademeli olarak eklem hareket açıklığı, kuvvet, esnetme, denge egzersizleri ile spora özgü egzersizler yapılmalıdır. PRICE programı kısaca aşağıdaki şekildedir:

Protect (Koruma)

Rice (Dinlenme): Yaralı olan bölgenin üzerine yük vermeyip, korumak ve dinlendirmek gerekir.

Ice (Buz) : Özellikle ilk 3 gün 1-2 saatte 10-15 dk. buz uygulamak gerekir.

Compression (Baskı, sıkıştırma): Dokunun çok fazla şişmesini engellemek adına ped uygulaması yapılarak doku sıkıştırılır veya kalbe doğru uzaktan yakına belli bir basınçta bandajlama yapılır

Elevation (Kaldırma, yüksekte tutma): Yaralanan bölgede ödemin oluşmaması için uzuv, kalp seviyesinin üzerinde tutulur.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

SPORCULARDA STRES KIRIKLARI

Stresten kemiğim kırılır mı?

Evet kırılır.
Stres kırığı, sağlam kemik dokusunun belirli bir noktasına, submaksimal ve aynı tipte tekrarlayan bir yüke maruz kalınca ortaya çıkar.
En sık ayaklarda, ayak bileklerinde ve alt bacakta görülür.

Stres kırığı nasıl olur?

Kemik sürekli yenilenir ve yeniden şekillenir. Kemiklere orta düzeyde yük taşıtarak stres uygulayan egzersizler, kemik dokusunun yenilenmesini teşvik eder ve kemik yoğunluğunu artırır.

Ağırlığın kemik yoğunluğu üzerindeki önemini gösteren en ilginç örnek, astronotlardır. Dünya’dan uzakta zaman geçirdikten sonra astronotlarda kemik yoğunluğunda azalma gözlenir.

Kemik kısa bir sürede yeniden şekillenme sürecinin devam edemeyeceği kadar ağır yük veya darbe stresine maruz kalırsa, kemik hasarı ve yeniden şekillenmesi arasında dengesizlik gelişir. Kemik yorulur, incelir ve zayıflar.

Risk Faktörleri Nelerdir?

Ağırlık

Spektrumun her iki ucu da risk altındadır. Düşük vücut kitle indeksi (VKİ) veya düşük kilolu bir kişinin kemik yapısında da zayıflama olmuştur. Vücut ağırlıkları ile tekrarlayan ağır antrenmanlar yapan VKİ değeri yüksek olan biri de yaralanma riski altındadır.

Anatomi

Düztaban (pes planus), düşük/ yüksek ark, kas zayıflığı, esneklik eksikliği, alt bacakta dizilim bozukluğu olanlar.

Cinsiyet

Ergen kızlarda veya yüksek düzeyde atletik yoğunluğu olan, yetersiz beslenen kadın sporcularda erken başlangıçlı osteoporoz stres kırıklarına neden olabilir. (kadın sporcu üçlemesi)

Tıbbi durumlar

Osteoporoz, kemik gücünü ve yoğunluğunu azaltabilen oral kortikosteroidlerin veya diğer ilaçların uzun süreli kullanımı. Açık tenli insanların zayıf D vitamini üretimi ve emilimi nedeniyle daha düşük kemik yoğunluğu riski vardır.

En fazla risk altında olan gruplar

• 40 yaş üstü ve 18 yaş altı sporcular
• Daha önce geçirilmiş stres kırığı öyküsü olanlar
• Düşük kalsiyum, protein alımı veya yüksek kafein tüketenler

Aktivite Düzeyinde Ani Artış Faktörleri

Egzersiz sıklığı

Haftada iki veya üç kez koşarken, aniden haftada altı güne çıkarmak.

Egzersiz süresi

Günlük 30 dakikalık antrenmana alışkın bir balerinin antrenman süresini 90 dakika veya daha fazlaya çıkarması

Egzersiz yoğunluğu

Haftada 30 dakikalık eliptik antrenman yaparken, aniden yoğun pileometrik egzersizlere, sprintlere geçilmesi.

Antrenman Alanında Değişiklikleri İçeren Dış Faktörler

Oyun yüzeyinin değiştirilmesi

Çimden kum tenis kortlarına, doğal çimden suni çime geçiş veya tüm kış boyunca koşu bandında koştuktan sonra dışarıda koşmak.

Günlük ayakkabı veya basma alışkanlıklarında değişiklik

Düz veya topuklu ayakkabılardan aniden; tatil yaparken giyilen spor ayakkabılara geçilmesi.

Hafta sonu savaşçısı sendromu

Rekreasyon sporcularının haftada bir veya iki gün sert bir şekilde antrenman yapıp, geri kalan günlerde hareketsiz kalması.

Belirli bir spor etkinliğini yapacak veya tek bir sporda “aşırıya kaçacak” sportif kondisyona sahip olmayan sporcular

Sonbaharda maraton koşan ancak kışın sadece 6-8 km koşu antrenmanları yapan mesafe koşucuları; bahar döneminde önceki kilometrelerini tekrarlamaya çalışırlarsa stres kırığı geliştirebilirler.

Her zaman aynı sporu oynamak

Yıl boyunca okul takımında futbol oynayıp, mola vermeden futbol kampına giden genç futbolcu.

Kötü teknik

Dikkatsiz iniş tekniklerine sahip jimnastikçiler, ayak pozisyonlamaları yanlış dansçılar. Ya da erken dönemde kariyer yapmak için yıl boyunca ara vermeden yanlış teknikle spor yapan gençler de risk altındadır.

Stres Kırıklarının Belirtileri Nelerdir?

• Ağrı tek bir noktada veya belirlenemeyen geniş bir alanda olabilir.
• Dinlenme ile kaybolan, ancak aktivite veya ağırlık taşıma ile devam eden donuk bir ağrı olabilir.
• Ağrılı veya ağrısız o bölgede genel bir zayıflık ve güçsüzlük hissi oluşabilir.
• Hassasiyet ve şişme olabilir.
• Ciltte renk değişikliği görülebilir
• Dinlenme veya RICE protokolü ile (dinlenme, buz, atel ve yükseklik) düzelmeyen veya sabit kalan ağrı söz konusu olabilir.

Ne Zaman Doktora Gitmeli?

Aktivite sırasında ve/veya istirahat sırasında ağrı veya zayıflık yaşayan yukarıdaki risk faktörlerinden biri veya daha fazlasına sahip sporcular doğru bir teşhis ve tedavi planı için spor hekimine gitmelidir.

Ayrıntılı bir öykü, fizik muayene gerekirse görüntüleme yöntemleriyle tanı konulur.

Stres Kırığını Tedavi Etmek Gerekir mi?

Tedavi edilmezse, kırık bölgesi daha da kötüleşebilir, yanlış iyileşebilir, artrite yol açabilir. Kesinlikle ağrı görmezden gelinmemelidir.

Tedavi Protokolleri

Kırıkların tipi, sayısı ve/veya etkilenen belirli kemiklere bağlı olarak basit bir dinlenme döneminden, koruyucu ekipman, koltuk değneği, fizik tedavi hatta cerrahiye kadar değişebilir.

Dinlenme

En önemli bileşendir. Stres kırığına yol açan aktiviteyi durdurun. 4 – 8 hafta sürebilen bu süreç sadece daha düşük etkili bir spora geçmeyi içerebilir. Bu dönemde; tendinitlerde olduğu gibi ağrı yoksa oyuna devam kuralı geçerli değildir.

Koruyucu Ayakkabılar

Günlük yaşam aktiviteleri sırasında darbe stresini azaltmaya yardımcı olmak için özel ortopedik ayakkabı gerekebilir. Ayağın esnemesini veya bükülmesini önleyen sert tabanlı ayakkabılar veya ayakkabı ekleri, ahşap tabanlı terapötik bir sandalet, ayak ve ayak bileğini kapatan çıkarılabilir bir atel kullanılabilir. Hatta kemikleri sabit bir pozisyonda tutmak için alçı önerilebilir.

Buz

Şişliği azaltmak ve ağrıyı hafifletmek için üç saatte bir 10-12 dakika buz veya buz masajı (üç ila beş dakika boyunca buz küpü ile ovmak). Şişlik varsa sırtüstü yatarak ayağınızı kalbinizin seviyesinin üzerine yükselterek şişliği azaltabilirsiniz.

Steroid Olmayan Antienflamatuar İlaçlar

Ağrı ve şişmeyi hafifletmek için oral ya da topikal kullanılabilir.

Fizik Tedavi

Dinlenme süresi sona erdikten sonra, etkilenen kemikleri güçlendirmeye, aktiviteye geri dönüşü kolaylaştırmaya ve yeniden yaralanma riskini azaltmaya yardımcı olmak için fizik tedavi önerilir. İzometrik güçlendirme, su egzersizi, ağırlık çalışması ve germe egzersizleri gibi.

Ameliyat

Bazı stres kırıklarının düzgün iyileşmesi için veya diğer tedavilere cevap alınmazsa, kanlanma bölgesi zayıfsa ameliyat gerekebilir. Buna dâhili fiksasyon denir. Kırığın konumuna bağlı olarak, pimler, vidalar veya metal plakalar kullanılabilir.

Stres Kırığından Kurtulurken Aktivitelerimi Nasıl Değiştirmeliyim?

Doktorunuzun talimatlarına uymanız önemlidir. İyileşme planınızı görmezden gelmek ve tüm faaliyetlerinize çok hızlı bir şekilde geri dönmek; iyileşmesi daha zor olan kırığa, uzun süreli sorunlara ve stres kırığının düzgün bir şekilde iyileşmemesine neden olur.

Tekrar egzersiz yapmaya başladığınızda hatırlamanız gereken iki şey:

• Yavaştan al.
• Yaralanma bölgesine daha az stres yaratan faaliyetleri tercih et.

Oyuna Ne Zaman Dönerim?

1. Stres kırığını tetikleyebilen tüm iç ve dış faktörlerin ortadan kaldırılmış veya minimize edilmiş olması.
2. Vücut ağırlığı yükü altında 10-14 gün ağrı hissedilmemesi.
3. Provokasyon testlerinde herhangi bir ağrı hissedilmemesi.
4. Görüntülemelerde herhangi bir patoloji izlenmemesi halinde kontrollü bir şekilde spora dönülebilir.

Stres Kırığını Önlemek İçin Ne Yapmalıyım?

• Antrenman programlarınızı kaydedin.
• Acı hissettiğinizde, egzersiz yapmayı bırakın. Egzersize ancak ağrısızsanız dönün.
• Sürekli bir endişeniz veya rahatsızlığınız varsa, mümkün olan en kısa sürede doktorunuza görünün.
• Doğru spor ekipmanlarını kullanın.
• Uygun koşu ayakkabıları giyin. Her 300 kilometrede bir değiştirin.
• Yeni fiziksel aktiviteler ekleyin (çapraz antrenman). Vücudunuzun belirli bir bölümünü tekrar tekrar yormaktan kaçınmak için düşük etkili aktiviteler ekleyin.
• Yeni spor aktivitelerine yavaş yavaş başlayın; zaman, hız ve mesafeyi kademeli olarak artırın. Bir sporu veya etkinliği yeniden başlatırken yoğunluğunuzu % 50 azaltın. % 10 kuralını izleyin – haftada % 10’dan fazla artış yapmayın. Gerekirse doktorunuza danışın.
• Faaliyetlerden önce uygun şekilde ısındığınızdan ve soğuduğunuzdan emin olun.
• Erken kas yorgunluğunu ve yaşlanma ile birlikte oluşan kemik yoğunluğu kaybını önlemek için kuvvet antrenmanı yapın.
• Kemiklerinizi güçlü tutacak kalsiyum ve D vitamini içeren yiyecekler tüketin.
• Darbeyi azaltmak için egzersiz yüzeylerini optimize edin.

Kaynaklar

1. Costa Astur D, Zanatta F, Goncalves Arliani G. Stress fractures: definition, diagnosis and treatment. Rev Bras Ortop. 2016 Jan-Feb; 51(1): 3-10.

2. American Academy of Orthopaedic Surgeons, OrthInfo. Stress Fractures of the Foot and Ankle.  National Institute of Arthritis and Musculoskeletal and Skin Diseases. Sports Injuries. Accessed

3. deWeber K. Overview of stress fractures. https://www.uptodate.com/ contents/search. Accessed June 23, 2019.

4. Stress fractures. American College of Sports Medicine. https:// www.acsm.org/docs/default-source/files-for-resource-library/ basics_stress-fractures.pdf?sfvrsn=d5260af0_2.

5. Kellerman RD, et al. Common sports injuries. In: Conn’s Current Therapy 2019. Philadelphia, Pa.: Elsevier; 2019. https://www.clinicalkey.com.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

BELİM NEDEN AĞRIYOR?

Omurun Yapısı ve Omurilik

Belimiz, diskler ve eklemlerle birbirine bağlanmış omurlardan oluşur. Omurların arkasında bulunan halkaların üst üste gelmesiyle omurilik kanalı oluşur.

Omurilik kanalında, bacaklarımızdan ve iç organlarımızdan gelen sinirlerin oluşturduğu omurilik bulunur (Şekil 1).

Omurganın Yapısı

Kaslarımızın kasılıp gevşemesini, duyumuzu ve iç organların çalışmasını sağlayan bu sinirler omurgalar arasındaki boşluklardan omurilik kanalına girerler. Omurları birbirine bağlayan bağlar ve çevresinde dik durmamızı ve belimizin hareketlerini sağlayan kaslar bulunur (Şekil 2).

Bel Ağrılarının Sebepleri

Sporcuların büyük çoğunluğu hayatının bir bölümünde bel ağrısı geçirmektedir. Bel ağrısının birçok sebebi vardır.

Bağ ve Kas Zorlanmaları

Bel ağrılarının en önemli sebebi bağ ve kas zorlanmalarıdır. Sporda yapılan şiddetli ve tekrarlı öne eğilme, yana dönme, arkaya eğilme, yana dönerek öne veya arkaya eğilme hareketleri sonucunda bağ ve kaslarda zorlanmalar oluşabilir.

Bunun yanında terimizin vücut üzerinde soğuması veya terliyken rüzgârda kalmak, ani ısı değişikliklerine yol açarak kas tutulmalarına neden olabilir. Ağrı bel çevresinde olup bacağa yayılmaz. Hareketlerle artan, istirahatle azalan ağrılar da vardır.

Bel Fıtığı

Omurgalar arasındaki disklerin yırtılması ile içindeki sıvının dışarı çıkması ve sinirleri sıkıştırması sonucu ortaya çıkar (Şekil 3).

Ailesel (genetik) özelliği bulunmakla beraber aşırı ve tekrarlayan yanlış hareketler sonucunda da oluşur. Antrenman sonrasında terliyken rüzgârdan korunmamak ve terin vücut üzerinde kuruması sporcularda sık karşılaşılan durumlardır.

Bel çevresinde başlayan ağrı bir süre sonra kalçaya, bacak arkasına ve ayak parmaklarına kadar yayılabilir. Antrenmanla, ıkınmayla, öksürmeyle ve hapşırmayla ağrı artar. Bazen ayaklarda kuvvetsizlik, uyuşma ve hatta idrar kaçırma gelişebilir.

Büyük olmayan fıtıklar ilaç, egzersiz ve fizik tedavi yöntemleri ile düzelebilir. İlerlemiş hastalarda ameliyat gerekebilir. İster ameliyat olsun ister olmasın hastalar tekrar spora dönebilirler.

Omur Kemiklerindeki Stres Kırıkları ve Bel Kayması

Özellikle arkaya fazla eğilme hareketinin sık yapıldığı voleybol, badminton ve cimnastik gibi sporlarda sık görülür. Arkaya eğilme ile ağrı artar ve kalça üzerine yayılabilir. İstirahatle ağrı azalırken, antrenmanla artar.

Ağrı varken spora devam edilmesi durumunda omurun arka kısmındaki eklem yapan parçaları yerinden ayrılır ve omurlar bir miktar yer değiştirebilir. Bu durumda ayaklarda uyuşma ve kuvvetsizlik gelişebilir.

Çocukluk Çağı Kamburluğu

Çocukluk çağında sık öne eğilme ve ağır kaldırma sonucu sırtta kamburluk, sırt ve bel ağrısı görülür.

Skolyoz

Büyüme çağında özellikle kadın sporcularda sık görülür. Belde yana eğilme, dönme veya sırttaki eğilmelere bağlı olarak belde dönme, düzleşme ve bel eğriliğinde artma gelişir. Sırt ve bele arkadan bakıldığında fark edilebilir.

Doğuştan Oluşan Omur Bozuklukları

Omurlarda doğuştan olan açıklıklar, üstteki omurun alttaki omura benzemesi veya tam tersi durumlar görülebilir. Özellikle ağır antrenmanlar sonrasında bel ağrısı oluşur. Ancak istirahatte ağrı olmaz.

Romatizmal Hastalıklar

Özellikle gençlik çağında görülen bazı romatizmal hastalıklarda bel ağrısı görülebilir. Genellikle sabah yataktan ve kalkarken bel hareketlerinde tutukluk vardır. Eklemlerde şişme, göz sulanması, topuk ağrısı gibi belirtileri de bulunur.

Romatizmal hastalıklardaki bel ağrısı hareketle azalırken istirahat edince artar. Ağrısız dönemlerde spor yapmak mümkündür.

Başka Bölgelerden Bele Yayılan Ağrılar

Özellikle böbrek taşları ve idrar yolu enfeksiyonları bu tür ağrılara yol açabilir.

Genellikle, gelip giden tarzda ağrı, ateş, bulantı ve sık idrar yapma görülür. Kadınlarda rahim hastalıkları ve yumurtalıklara bağlı hastalıklar bel ağrısı yapabilir.

Diğer Bel Ağrısı Nedenleri

• Orta ve ileri yaşlarda omurilik kanalında daralmalar sonucunda bel ağrısı ve ayakta uyuşmalar görülebilir.
• Omurgalarda oluşan kireçlenmeler, çevre sinirlere bası yaparak, bel ağrısı oluşturulabilir.
• Bel omurlarını arkadan birbirine bağlayan eklemlerin yerinden oynaması veya zorlanması ile bel ağrısı oluşabilir.
• Kadınlarda kemik erimesi sonucu oluşan kırıklar bel ağrısı yapabilir.
• Bel kemiği veya sinirlerden kaynaklanan tümörler nadiren de olsa bel ağrısı yapabilir.
• Prostat, böbrek, mide ve bazı kan kanseri türleri de de bel kemiğine yayılım yaparak ağrıya neden olabilir.
• Brusella, tüberküloz, kemik ve disk enfeksiyonları da bel ağrısına neden olabilir.

Kaynaklar

1. Ali N, Singla A. Trumatic Injuries of the Thoracolumbar Spine in th Athlete. In: DeLee, Drez, & Miller’s, edit. Orthopaedic Sports Medicine. Philadelphia: Elsevier; 2000. p. 1582-1592.

2. Grabowsky G, Gilbert TM, Larson EP, Cornett CA. Degenerative Conditions of the Cervical and Thoracolumbar Spine. In: DeLee, Drez, & Miller’s, edit. Orthopaedic Sports Medicine. Philadelphia: Elsevier; 2020. P.1593-1605.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

COVID-19 BULAŞINI AZALTMAK İÇİN KAMPLAR, MAÇLAR, TURNUVALAR VE ANTRENMANLAR ESNASINDA NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?

Dünyamız ciddi bir korona virüs pandemisi (COVID-19) ile mücadele etmektedir. Bu yeni korona virüse yönelik henüz etkin bir tedavi ve aşı geliştirilememiştir. Bununla birlikte, Birçok amatör ve profesyonel sportif organizasyonlar iptal edilerek, sporcular sosyal mesafe kurallarına uymak zorunda kaldı ve hem antrenman programları hem de müsabakalar için yapılan rutin hazırlıklar sekteye uğradı.

Covid-19 bulaşı, solunum damlacıkları (örneğin öksürük) ve emici, tutucu ya da taşıyabilir özellikte cansız bir obje (madde) tarafından virüsün taşınması yoluyla gerçekleşir. Yüzey dezenfektanı ile virüs pasifize edilmediğinde; metal, cam ya da plastik gibi bir yüzeyde 9 güne kadar kalabilmektedir.

Bu durum göz önüne alındığında, Covid-19’a karşı en etkili savunma stratejisi, diğer insanlarla mesafeyi korumaktır.

Yarışma, Antrenman veya Kamp Öncesinde Risk Azaltma Yöntemleri

Tesislere Transfer

Yerel yetkiler ile işbirliği sağlanarak, sporcuların veya takımların diğerleri ile temaslarını sınırlamak için güvenli seyahat koridorları oluşturulmalıdır. Sporcular halka açık yerlerde cerrahi maske takmalı, yolculuk esnasında belirli protokolleri takip etmeli, aynı zamanda sosyal mesafe ve hijyen önlemlerine dikkat etmelidirler. Örneğin, el sıkışma ve imza vermekten kaçınılarak sporcuların dahil olduğu “mixed zone”lar ortadan kaldırılabilir ve gerekli durumlarda sporcular sosyal mesafeyi koruyarak röportaj verilebilirler.

Güvenli Tesisler

Takımın veya sporcunun COVID-19 açısından güvenliğinden sorumlu olan görevli kişi veya kişiler, her bir sporcu için bireysel önlem paketi sağlamalıdır. Bunlar:

  • Tek kullanımlık mendil içeren küçük kişisel paketler ve bu mendilleri atmak için plastik torbalar,
  • Temel korunma yöntemlerini içeren bilgilendirme kartı,
  • Termometre (Eğer sağlık personeli tarafından ölçülmüyorsa),
  • El antiseptiğidir.

Enfeksiyon Kontrolü

  • Tüm mekanlarda uygulanan genel enfeksiyon kontrolü önlemlerine ek olarak, etkinlik organizatörleri uygun akreditasyona göre, katı erişim kontrolü uygulayarak, binaya giren tüm kişiler üzerinde vücut ısısı ve enfeksiyon belirtileri açısından kontroller yapmalı,
  • Kapı kollarına dokunmayı en aza indirmek için odalar mümkün olduğunca açık bırakılmalı,
  • Takım kaptanı veya sporcuların yemeklerini mümkünse kendilerinin hazırlamaları veya önceden paketlenmiş olarak antrenman ya da müsabaka alanına taşınmaları,
  • Sosyal mesafe düzenlemeleri yürürlükte olsa da, süreç boyunca kaplıcalar ve saunalardan kaçınılmalı,
  • Spor salonlarının kullanımına sadece tek kullanımlık eldivenlerle, kullanımdan önce ve sonra ise antiseptiklerin kullanılmasıyla izin verilmeli,
  • En son uluslararası ve yerel yönergelere göre yüz maskeleri önerilmelidir.

Sosyal Mesafe

  • Tüm sportif tesislerdeki personel sayısını en aza indirecek şekilde bir stadyum/yarış alanı imar planı geliştirilmeli,
  • TV ekipleri ve kameralar minimal sayıda konumlandırılmalı,
  • Maç ya da müsabaka günü hazırlık ve kurulum çalışmaları, takımlar ve sporcular stadyuma/yarış alanına gelmeden önce erken tamamlanabilir (Özellikle ekipler ve diğer personel arasında sosyal mesafeyi artırmak için ek alanların sağlanması gerekebilir. Ek alanların kullanımının mümkün olmadığı durumlarda, mekana/yarış alanına kademeli girişler uygulanmalı),
  • Etkinlik organizatörlerinin yarışma alanlarına erişimi yalnızca kritik personel ile sağlanmalı,
  • Saha/yarış alanındaki sosyal mesafe, COVID-19 Ekip Güvenlik Görevlisi tarafından organize edilmeli ve protokol için ayrılan alanlar, sosyal mesafeye göre ayarlanabilmelidir.

Otellerde Güvenlik Önlemleri

  • Otel yönetimi, temizlik personeli ile ekibin temasını önlemek için odalarda yeterli havlu ve hijyen malzemesinin mevcut olmasını sağlamalı,
  • Otel personeli, enfeksiyonun kontrolü açısından, gerekli test ve taramalara tabi tutulup, kişisel enfeksiyon kontrol önlemlerini takip etmeli,
  • Bu kontrol önlemleri, yüz maskeleri giymeyi ve ellerini düzenli olarak uygun şekilde yıkamayı içermeli,
  • Odalar yeterli derecede havalandırılmalı veya klimalar düzenli aralıklarla dezenfekte edilmeli ve ideal olarak oda yaklaşık 21 ° C, nem oranı % 50-60 olmalı,
  • Ekip üyeleri, cep telefonları, tabletler, oyun istasyonları veya özellikle başkalarına ait herhangi bir elektronik eşyayı kullanırken uygun hijyen önlemlerini uygulamalıdır ve bu aygıtların düzenli dezenfeksiyonlarını yapmalıdırlar.

COVID-19 Güvenlik Ekipleri

  • COVID-19 güvenlik ekipleri, özel düzenlemeler yapmak için otelle erken iletişime geçmeli ve destek ekibi (hijyen görevlisi, şef ve COVID güvenlik görevlisi) otelle koordine çalışmak için erken gelmeli (Bu tür düzenlemelere örnek olarak; otelin, varıştan iki gün önce ekipler tarafından kullanılacak tüm odaların derinlemesine temizliklerinin yapması, ekipler check-in yapmadan önce odalara veya katlara girişe izin verilmemesi sayılabilir.),
  • Denetim mümkün olduğunca az kişiyle yürütülmeli ve personel, hijyen önlemleri konusunda eğitilmeli (Tüm ekip personelinin yeterli miktarda kişisel koruyucu ekipmana sahip olması gerekir.),
  • Otel personeli ile iletişim en aza indirilmeli,
  • Sporcuların, otel personeli yerine hizmetler hakkında daha detaylı bir bilgi almalı için mümkün olduğunca ekip personeli ile iletişime geçilmelidir.
  • Takıma ve personele en güvenli korunma yöntemleri ile ilgili tavsiyelerde bulunmalı (Örneğin; asansör düğmelerine, korkuluklara veya kapı kollarına elle dokunmak yerine, bir mendil veya dirseklerini kullanmak gibi.),
  • Tüm ekip üyelerinin sosyal mesafeyi korumasını ve el dezenfektanının tüm alanlarda bulunmasını (koridorda, önünde ve ortak odalarda, sağlık odasında ve her yatak odasında) sağlamalı,
  • Gezi sırasında sporcular ve personel için kendi odalarının dışına çıktıklarında, eğer yemekler odalara servis edilmeyecekse yemek salonlarında, takım ofislerinde, eğitim alanlarında ve takım otobüsünde giyecekleri yüz maskelerini sağlamalıdır (Diğer kısıtlamalara örnek olarak; ekip oteldeyken odalar temizlenmemeli ve mümkün olduğunca koridorda temizlik personeli bulunmamalıdır).

Yarışma, Antrenman veya Kampta Risk Azaltma Yöntemleri

Sporcuların ve diğer personelin COVID-19 risk azaltma stratejileri hakkında eğitimi, spora devam edilirken çok önemlidir.

Katılımı Sınırlama

Salonlarda sadece gerekli personel, görevliler ve sporculara izin verilmelidir.

Toplantılar

Antrenörler mümkün olduğunca yüz yüze toplantılardan kaçınmalı ve bunun yerine telefon, sosyal medya veya çevrimiçi video konferans kullanılmalıdır.

Sosyal Mesafe

  • Tüm sporcular, antrenörler, personeller, menajerler, yetkililer ve seyirciler (izin verildiğinde), mümkün olan yerlerde 1,5 -2 m’lik sosyal mesafeyi uygulamalı,
  • Spor aktivitesine katılırken spor aktivitesi türü veya rüzgar koşulları gibi faktörlere bağlı olarak daha fazla mesafe koymak gereklidir.

Antrenman ve Müsabakada Dağılımın Planlanması

Bir grubun bir sonraki grup girmeden önce binaları/alanı boşaltmasına izin verecek kadar zaman olmalıdır.

Temizlik

  • Cimnastik aparatları, toplar, eğitim ekipmanları (örn. atlama ipleri, ağırlıklar, egzersiz minderleri), ortak tesisler (banyolar, soyunma odaları, dinlenme alanları, yüzme havuzları), tıbbi ve fizik tedavi yatakları ve ekipmanları gibi ortak spor ekipmanlar için gelişmiş temizlik protokolleri uygulanmalı,
  • Geliştirilen temizleme protokollerine temas noktalarının (örn. tırabzanlar ve kapılar) dahil edilmesi tavsiye edilmelidir.

Ateş Kontrolü

  • Hijyen / el yıkama /yüze dokunma / yıkanma: Sporcular ve antrenörler hijyen kurallarına uymalı,
  • Elleri en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla sık sık yıkamalı veya alkol bazlı el antiseptiği (en az % 60 alkollü) kullanmalı,
  • Yüze (ağız, gözler veya burun) dokunmamalı, öksürme veya hapşırmalarda ağız ve burun bir mendille kapatımalı ve mendili hemen çöp kutusuna atmalıdır.

Sağlığa Yönelik Uygulamalar

  • Tüm sporcular ve antrenörler, ağız ve burun mukozalarını nemli tutmalı,
  • Yeterli sebze ve meyvelerle vitamin açısından zengin bir diyet uygulamalı,
  • Uykularını yeterince almalı, ve sıvı alımına dikkat etmelidirler.

El Sıkışmalar / Kutlamalar

Sosyal mesafe uygulamaları yapılırken, sporcular ve antrenörler; el sıkışmalar, el temasları (high fives), yumruk/dirsek toşlama, göğüs toslama gibi çeşitli fiziksel temaslar ve grup kutlamalarından kaçınmalıdır.

Ekipman Kullanımı

  • Sporcunun kişisel ekipmanı, sosyal mesafe kurallarına uyacak şekilde yerleştirilmeli,
  • Kullanımdan önce ve sonra gülle, cirit, disk gibi tüm el ekipmanları sterilize edilmeli,
  • Paylaşımlı ekipmanların kullanımı mümkün olduğunda sınırlandırılmalı ve her kullanımdan önce ve sonra sterilize edilmeli ve içecek şişelerini veya havluları paylaşmaktan kaçınmalıdır.

Ekipmanlarla COVID-19’u yayıbileceğine dair kesin bir kanıt olmasa da, enfekte olmuş bir kişiden solunum damlacıklarının bulaştığı sert yüzeylerde üç güne kadar hayatta kalabilmektedir.

Dinlenme Odaları

Dinlenme odalarında izin verilen kişi sayısı, sosyal mesafe önerilerini korumak için kısıtlanmalıdır.

Kişisel Koruyucu Donanım (KKD)

Tüm antrenörler, personeller, bağımsız temin ediciler ve sporcular, kılavuzlarda belirtildiği takdirde yüz maskeleri ve eldiven gibi “Kişisel Koruyucu Donanımını” giymelidirler.

Su Sebilleri ve Şişeler

  • Su sebillerinin kullanımı iptal edilmeli,
  • Su ve sporcu içecekleri, spor tesisleri tarafından sağlanmalı,
  • Sporcular ve antrenörler, iletim riskini azaltmaya yardımcı olmak için tüm takım aktiviteleri sırasında kendi su şişelerini getirerek, Su şişeleri her gün temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Eğitim Materyali

  • Spor tesislerinde; dikkat çekici işaretler, koronavirüs riskleri ve bu riskleri azaltmak için atılacak adımlara yönelik bilgilendirici materyeller bulundurulmalı,
  • Sahadaki zamanı ve kişiden kişiye teması sınırlandırmak için “içeri gir, antrenman yap ve dışarı çık” stratejileri uygulanmalı,
  • Sporcular ve teknik ekip antrenmana giyinmiş ve hazır olarak gelmeli,
  • Soyunma odaları, banyolar ve ortak kullanım alanlarının kullanımını en aza indirilmeli,
  • Mümkün olan yerlerde sporcular antrenman yerine ev/otelde duş almalı,
  • Sporcular ve diğer personel saha dışında yemek yemeli,
  • Spor salonunda, havuzda, setler arasında ya da efor esnasında en az 1,5 m’lik mesafe korunmalı ve evde / otelde yapılabilecek tüm görevler evde / otelde yapılmalıdır (örn. kurtarma oturumları, online toplantılar).

Antrenman Sonunda

  • Sporcular antrenman sonunda derhal kulüpten ayrılmalı,
  • Binadan ayrılan herkes mümkün olan en kısa sürede ellerini yıkamalı,
  • Kullanımdan sonra ekipmanın iyice temizlendiğinden emin olunmalı,
  • Bir sporcu antrenmandan sonra kendini iyi hissetmezse, önce doktora başvurmalı ve daha sonra kulübünü bilgilendirmeli (Kulüp daha sonra klavuzlarla kendilerine verilen tavsiyeleri takip edebilir),
  • Ekip üyeleri, kötü uygulamalara tanık olduklarında diğer üyelere kılavuzlara uymalarını nazik bir şekilde hatırlatmalıdır.

Ekipmanlarla COVID-19’un yayılabileceğine dair kesin bir kanıt olmasa da, enfekte olmuş bir kişiden solunum damlacıklarının bulaştığı sert yüzeylerde üç güne kadar hayatta kalabilmektedir.

Kaynaklar

1- Andreato LV, Coimbra DR, Andrade A. Challenges to Athletes During the Home Confinement Caused by the COVID-19 Pandemic. Strength and Conditioning Journal. 2020 Jun 1.2- Li Q, Guan X, Wu P, Wang X, Zhou L, Tong Y, Ren R, Leung KS, Lau EH, Wong JY, Xing X. Early transmission dynamics in Wuhan, China, of novel coronavirus–infected pneumonia. New England Journal of Medicine. 2020 Jan 29.

2- Ong SW, Tan YK, Chia PY, Lee TH, Ng OT, Wong MS, Marimuthu K. Air, surface environmental, and personal protective equipment contamination by severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2) from a symptomatic patient. Jama. 2020 Apr 28;323(16):1610-2.4- World Health Organization (WHO). Coronavirus Disease (COVID-2019) Situation Reports: Situation Report—66. Available at: https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019/situation-reports/. Accessed June 1, 2020.

3- Kampf G, Todt D, Pfaender S, Steinmann E. Persistence of coronaviruses on inanimate surfaces and their inactivation with biocidal agents. Journal of Hospital Infection. 2020 Mar 1;104(3):246-51.

4- Van Doremalen N, Bushmaker T, Morris DH, Holbrook MG, Gamble A, Williamson BN, Tamin A, Harcourt JL, Thornburg NJ, Gerber SI, Lloyd-Smith JO. Aerosol and surface stability of SARS-CoV-2 as compared with SARS-CoV-1. New England Journal of Medicine. 2020 Apr 16;382(16):1564-7.

5- Aspetar Clinical Guidelines : Safe Return to Sport during the COVID-19 Pandemic (2020).

6- World Health Organization. Key planning recommendations for Mass Gatherings in the context of COVID-19: interim guidance, 19 March 2020. World Health Organization; 2020.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

SICAKTA SPOR YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR NELERDİR?

Yaz Olimpiyat Oyunları, FIFA Dünya Kupası, UEFA Avrupa Şampiyonası, Fransa Bisiklet Turu, Wimbledon Tenis Turnuvası gibi birçok üst düzey uluslararası spor organizasyonu yaz aylarında yapılıyor. Sıcak ve nemli ortamlarda egzersiz yapılmasından kaynaklanan stresin, sporcuları en çok zorlayan çevresel koşulların başında geldiği ve özellikle aerobik performansı olumsuz etkileyebileceği yapılan çalışmalarda gösterildi.

İnsanlar vücut iç sıcaklıklarının 10°C azalmasını tolere edebilirken, artan iç sıcaklık için bu değerin 5°C olduğu biliniyor.

Sıcak ortamda yapılan egzersiz sırasında, vücut sıcaklığını dengede tutmak için gereken savunma sistemlerinin hiçbirisinin devreye girmemesi halinde sporcu yaklaşık 30 dakika içerisinde vücut sıcaklığındaki aşırı artış nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalır.

Vücut içi ısı artışını dengeleyebilmek için derideki kan akışı ve terleme hızı artar. Özellikle, ortam sıcaklığının vücut sıcaklığına eşit veya daha yüksek olduğu koşullarda yapılan fiziksel aktivitelerde terleme ve terin buharlaşması, vücut sıcaklığının dengelenmesinde rol alan en temel mekanizmadır. Bunun getirisi olarak da vücut sıvı (su ve elektrolit) kaybeder ve kaybedilen sıvı yerine koyulmadığı takdirde sportif performans olumsuz etkilenebilir.

Yapılan araştırmalarda vücut ağırlığının %2’den fazlasının terle kaybedilmesinin performans azalmasına yol açabileceği gösterildi. Bu nedenle sıcak ve nemli ortamlarda özellikle bir saatten uzun süren egzersizlerin yapılması ile sıvı kaybının dengelenmesi, hem sporcunun sağlığı hem de sportif performans açısından çok önemlidir.

Sıcak Ortamda Yapılan Egzersiz Sırasında Görülebilecek Başlıca Rahatsızlıklar

• Sıcak Ödemi
• Sıcak Krampları
• Sıcak Senkopu
• Sıcak Tükenmesi
• Sıcak Çarpması

Bunların arasında en sakıncalı olanı ise sıcak çarpmasıdır. Sporcunun ateşinin 40.5°C üzerine ulaştığı durumlarda ciddi hayati riskin söz konusu olduğu bilinmeli ve sporcunun derhal sıcak ortamdan uzaklaştırılması ve mümkün olan en kısa sürede soğutulması gerekir. Sonrasında ise ağızdan veya damardan sıvı takviyesi yapılması amacıyla hastaneye yönlendirilmelidir.

Bu bilgiler ışığında sıcak ve nemli havalarda yapılacak sportif aktiviteler için alınması gereken önlemleri;

• Sıcak ve nemli ortamda yapılacak egzersize vücudun adaptasyonunun sağlanması,
• Vücudun soğutulması,
• Su ve elektrolit dengesinin sağlanması için yeterli sıvı alımı olarak üç ana başlıkta değerlendirebiliriz.

Performansımın Olumsuz Etkilenmemesi için Müsabaka Öncesinde Neler Yapmalıyım?

• 2-4 hafta süreyle sıcak iklimde, müsabaka şartlarına benzer ortamda, antrenman yapılması vücudun iç sıcaklığının dengelemesinde rol alacak sistemlerin adaptasyonunu kolaylaştırır. Böylece iyi seviyede antrenmanlı olan sporcularda adaptasyonun daha kısa sürede sağlanması mümkündür. Sporcular bu periyot sırasında kendi antrenman programlarını devam ettirebilirler.

• Müsabakanın yapılacağı ortama önceden seyahat etme durumu olmayan sporcuların, müsabaka ortamını taklit edebilecek, yapay olarak oluşturulmuş benzer sıcaklıktaki kapalı ortamda antrenman yapmaları tavsiye edilir.

• Sıcak iklimde egzersize adaptasyon sağlanabilmesi amacıyla tavsiye edilen antrenman süresi en az 60 dk/gündür.

• Sıcak havalarda yapılacak sportif aktivite sırasında meydana gelecek sıvı kaybına karşın vücudu en hazır şekilde tutmak için sporcunun müsabakadan 4 saat önce 5-7 ml/kg, ortalama olarak 500ml suyu tüketmiş olması önerilir.

• Bunu izleyen 2 saatlik süre içerisinde sporcunun idrara çıkmaması ya da idrar renginin koyu olması durumunda 4 saat önce tükettiği miktarın yaklaşık olarak yarısı kadar daha sıvı alımı gerekir. İçilen sıvının sıcaklığının 15-21°C aralığında olması tavsiye tavsiye edilir.

Performansımın Olumsuz Etkilenmemesi için Müsabaka Sırasında Neler Yapmalıyım?

  • Sporcuların terleme hızının bireyler arasında farklılık gösterebileceği, sportif aktivitenin türünün de terleme hızını etkileyebileceği bilinmelidir. Terleme hızının, ortalama olarak 1-1.5 lt/saat arasında değişebilir, bazı sporcularda 2.5 lt/saate kadar varabilir. Ancak, ortalama değerler geniş bir aralıkta değişkenlik gösterdiğinden, sporcuların egzersiz sırasında sıvı tüketimi ile ilgili bir strateji belirlemeden önce bireysel terleme hızı tespit edilmelidir. Fiziksel aktivite sırasında terleme miktarını belirlemenin en kolay yolu; sporcuların egzersiz öncesi ve sonrasında vücut ağırlığının ölçülmesidir.
  • Bireyin terleyebilme özelliği, aynı ortam ve benzer türdeki fiziksel aktivitelerde çok bariz bir değişiklik göstermez. Egzersiz sırasında sıvı alımının temel amacı meydana gelecek sıvı kaybının vücut ağırlığının %2’sinden fazla olmasını engellemektir. Genel olarak uzun süreli fiziksel aktiviteler sırasında 0.4-0.8 litre sıvı tüketilmesi meydana gelecek sıvı kaybını tolere etmekte yeterli olabilir.
  • Egzersiz sırasında terleme yolu ile suyun yanı sıra elektrolit kaybı olduğunu belirtmiştik. Terleme ile en çok kaybedilen elektrolitin sodyum olduğu biliniyor. Özellikle bir saatten uzun süren fiziksel aktivitelerde sporcuların 0.5-0.7 gr/L sodyum içeren sporcu içecekleri tüketmeleri önerilir.
  • Sporcu içecekleri, elektrolit açığını kapatmanın yanı sıra susama dürtüsünü de uyarması nedeniyle de tavsiye ediliyor. Egzersizin sonlarına doğru kas krampları yaşayan sporcuların ise sodyum tüketimin 1.5gr/L’ye çıkartılması öneriliyor.
  • Müsabaka sırasında kullanılacak ekipman ve kıyafetlere dikkat edilmelidir. Su buharının geçişinin mümkün olmadığı kauçuk ya da plastik giysiler ile şapkaların kullanılması, sıcaklık kaybının kısıtlanmasına neden olacağı için tercih edilmemelidir.
  • Sporcuların müsabaka sırasında havlu kullanarak terlerini silmeleri, buharlaşmayı ve bu durumun vücudun soğutulmasını olumsuz etkileyeceğinden dolayı tavsiye edilmez.
  • Vücudun soğutulması amacıyla ortamın klima ile serinletilmesi, soğuk su uygulaması, soğuk yelek kullanımı, soğuk sıvı ve buzlu içecek tüketiminin olumlu etkileri olabilir.
  • Sıvı kaybı ile beraber artışa neden olabilecek ishal, üst solunum yolu hastalığı, ter bezlerinin işlev kaybı ve ateşli viral hastalıkların varlığı durumlarında sporcunun özellikle sıcak ve nemli ortamlarda müsabakaya katılımı ve alınması gereken ek önlemler hakkında mutlaka doktor kontrolü ve onayı gerektiği bilinmelidir.

Performansımın Olumsuz Etkilenmemesi İçin Müsabaka Sonrasında Neler Yapmalıyım?

  • Gün içerisinde yapılacak ikinci fiziksel aktivitenin 12 saatten daha kısa bir zaman aralığında yapılacak olması durumunda, sıvı kaybı hızlıca yerine konulmalıdır. Hızlı rehidrasyonun amaçlandığı koşullarda aktivite sonrası ilk bir saatlik dilim içerisinde, alınan sıvı miktarı terle kaybedilen sıvı miktarından %50 daha fazla olmalıdır.
  • Sporcuların kaybedilen sıvıyı yerine koymak için önlerinde uzun süreleri olmaları halinde ise sıvı ve elektrolit açığını gidermek için günlük rutin gıda ve sıvı alım alışkanlıklarında ciddi değişiklik yapmalarına gerek yoktur.
  • Toparlanma için sıvı tüketimi rejimleri mutlaka sodyum, karbonhidrat ve protein de içermelidir. Bu amaçla aktivite sonrasında çikolatalı süt gibi ürünler tüketilebilir.
DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

OMUZUM NEDEN AĞRIYOR?

Omuz eklemi, anatomik yapısı itibarıyla insan vücudunda en fazla hareket kapasitesine sahip eklemdir. Omuz ekleminin hareket kabiliyetinin limitlerini zorlayan beceriler ortaya koymak, ağrı başta olmak üzere; profesyonel sporcuların omuz eklemlerinde problemlere neden olur. Londra 2012 ve Rio 2016 Olimpiyatları’nda yaralanmaların sırasıyla %5,5’i ve %7’sinin omuz ve köprücük kemiği bölgesinde olduğu raporlanmıştır.

Omuz Anatomisi

Omuz eklemini oluşturan anatomik yapıları anlamak, sporcunun omuz ağrısının nedenini bulması için önemlidir. Omuz eklemi kol ve gövdeyi birbirine bağlar. Ayak, bacak ve gövdeden gelen enerjinin; kol, önkola ve ele aktarılmasını sağlar. Kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus) ve köprücük (klavikula) kemiklerinin bir araya gelmesi ile oluşur. Bağlar, eklem kapsülü ve eklem içi yapılar (glenoid labrum) omuz ekleminde statik bir sağlamlık, çevredeki büyük (deltoid, trapez, pektoral kaslar vs.) ve küçük kaslar (rotator manşet kasları) ise dinamik bir sağlamlık sunar.

Kaslar Arası Denge

Omuz sağlığının korunması ve omuz ağrılarının engellenmesi için kürek kemiği ve kol kemiğinin ahenk içinde (skapula-humeral ritim) hareket etmesi gerekir. Bu ritmin sağlanması için omuzdaki kaslar belli bir dengede olmalıdır. Bu dengenin bozulması durumunda (skapular diskinezi) omuz yaralanmaları kaçınılmazdır.

Problem yaratan en belirgin durumlardan birisi, omuza dış rotasyon ve iç rotasyon yaptıran kaslar arasındaki dengesizliktir. Özellikle baş üstü hareketlerin yapıldığı branşlarda iç rotasyon yaptıran kaslar, dış rotasyon yaptıran kaslara oranla daha kuvvetli olur. Bu durum aşırı kullanıma bağlı yaralanma riskini arttırır.

Omuz Yaralanmaları

Aşırı Kullanıma Bağlı Omuz Yaralanmaları

Fırlatma hareketi içeren ve raket kullanılan (cirit, tenis, voleybol vs.), baş üstü hareketlerin sık yapıldığı branşlarda (halter, yüzme vs.) daha sık görülür.

Aşırı kullanıma bağlı problemlerde ağrılı bir “sıkışma” hissi olabilir ve genellikle baş üstü hareketlerle tetiklenir. Hafif ağrı ile başlayan semptomlar zamanla artar. Sporcu, genellikle performansı etkilenmeye başladığında tıbbi yardım arayışına girer. Klinik durum kötüye gittiğinde kıyafet giyme ya da geriye doğru uzanma gibi günlük hareketler bile kişiye problem yaratabilir. Gece uykudan uyandıracak kadar ilerleyen vakalarda, toparlanmanın önemli bir parçası olan uyku düzeninin bozulmasıyla sporcularda yorgunluk gibi ek problemler de baş gösterebilir.

Bu “sıkışma” hissinin sebebi tespit edilmeli ve tedavisi, konulan tanı üzerinden yapılmalıdır. Şikayetlerin zamanla geçmesi beklenirse, var olan problem omuz mekaniklerini bozarak tedaviyi geciktirebilir ve altta yatan bir hasar varsa artmasına sebep olabilir. Bu yüzden omuz yaralanması açısından riskli olan branşlarda erken tanı ve erken müdahale önemlidir. Rutin muayenelerle, var olan risk faktörlerinin tespiti ve ortadan kaldırılması, spordan uzun süre ayrı kalmayı gerektirecek yaralanmaların önüne geçmekte faydalıdır.

Aşırı kullanım yaralanmalarına yatkın diğer bir sporcu grubu ise fırlatma sporları ile uğraşan sporculardır. Yüksek hızda ve güçte gerçekleşen fırlatma hareketi, eklemi, hareket kabiliyetinin en uç noktalarında zorlar. Antrenmanlarda ve yarışmalarda fırlatma hareketinin sürekli tekrarlanması omzu yaralanmalara yatkın hale getirir.

Omzun bu tekrarlayan fırlatma hareketlerinden zarar görmemesi için atış mekanizması, hareketin başladığı ayaktan sonlandığı el parmaklarına kadar (kinetik zincir) doğru bir teknikle yapılmalıdır. Kinetik zincirin herhangi bir noktasında var olan yanlışlık, kaslardaki güçsüzlük (ör; kor veya uyluk kaslarında) ya da sporcunun anatomisindeki bir bozukluk yaralanmayı tetikleyebilir.

Darbeye Bağlı Akut Omuz Yaralanmaları

İkili mücadelenin, temasın, itme-çekme hareketlerinin ve düşme ihtimalinin sık olduğu branşlarda (ragbi, basketbol, güreş, bisiklet vb.) daha fazla görülür.

Akut yaralanmalarda kırık, çıkık, kısmi çıkık (çıktı-girdi hissi), bağ zedelenmesi gibi yaralanmalar görülebilir. Omuz kemik kırıkları ve omuz çıkığı acil durumlardır. Bir an önce tıbbi müdahale gerektirir.

Omuz Kemik Kırıkları

Sporcularda omuz kemiklerinden köprücük kemik kırığı en sık görülen kırıktır. Köprücük kemiğinde şekil bozukluğu ve şiddetli ağrı olur. Omuz, hareket etmeyecek şekilde sabitlendikten sonra sporcu hastaneye yönlendirilmelidir.

Omuz Çıkığı

Darbeye bağlı gerçekleşen sık yaralanmalardan bir diğeri de omuz çıkıklarıdır. Omuz çıkıklarında erken müdahale önemlidir. Çıkıklarda kırık olup olmadığını tespit etmek için omuz yerine oturtulmadan önce röntgen çekilmelidir. Çoğu durumda bu durum pratik olmadığından, çıkık en kısa zamanda yerine oturtulur.

Çıkıklarda ileri bir zedelenmeyi engellemek amaçlı, tecrübeli ve ilk yardım becerisine sahip tıbbi personel dışında sporcuya kimse müdahale etmemelidir.

Çıkık yerine oturtulduktan sonra ek tedavi gerekliliğinin belirlenmesi amaçlı, mutlaka röntgen çekilmelidir. Omuz çıkıklarında, ilk tedaviden sonra sporcu iyi bir rehabilitasyon ve kuvvetlendirme programına alınmazsa sakatlığın tekrarlama riski yüksektir. Sporcu spora dönmeden önce iyi değerlendirilmeli ve sporcuda güvensizlik hissi bitmiş olmalıdır.

Eklem Burkulması

Omuz üstüne düşme sonrası sık görülen diğer bir yaralanma ise omuz çatısını oluşturan, kürek kemiğinin üst ucu ile (akromiyon) köprücük kemiğin birleştiği eklem (akromiyo-klavikular eklem) burkulmasıdır.

Omzumu Yaralanmalarından Nasıl Korurum?

  • Rakibi ve kendini yaralayacak fair-play dışı hareketlerden kaçınarak,
  • Kol kemiği ve kürek kemiği ritminin (skapula-humeral ritim) sağlanması amaçlı yapılacak antrenmanları aksatmayarak,
  • Omuz arka kapsülü başta olmak üzere, omuz çevresindeki yapıların esnekliğini geliştirerek,
  • Omuz ve sırt postürünü bozan kas dengesizliklerini düzelterek,
  • Omuz başını yerinde tutan ve rotasyonel hareketleri sağlayan rotator manşet kaslarını düzenli olarak çalıştırarak,
  • Fırlatma hareketi içeren sporlarda, günlük fırlatma sayısını belli bir miktarla sınırlayıp, daha fazla atış yapmanın omza zarar verebileceğini unutmayarak,
  • Spora özgü gereklilikleri göz önünde bulundurup, kinetik zinciri oluşturan diğer kasların (bacak, gövde vs.) omuz ile olan bağlantısını sağlamlaştırarak,
  • Darbeye bağlı yaralanmalardan sonra gerekli tedavi ve rehabilitasyonu zamanında ve acele etmeden uygulayarak ve antrenmanlara yeniden başlama zamanını iyi değerlendirerek,
  • “Sıkışma” ve ağrı gibi şikayetlerin “zamanla geçmesini” beklemeden konusunda uzman bir sağlık personeline danışarak, omuz yaralanmalarından korunmak mümkündür.
DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

SPORCU KALBİ İLE SORUNLU KALP NASIL AYIRT EDİLİR?

Egzersizin kalp üzerinde olumlu etkileri mevcuttur. Düzenli egzersiz ile kalbin dinlenme sırasındaki atım hacmi belirgin şekilde artar. Buna bağlı olarak kalp daha yavaş çalışarak daha çok kan pompalayabilir. Dünyanın en hızlı koşan adamı Usain Bolt en yavaş çalışan kalbe sahip olabilir. Egzersiz ile kalp boşlukları büyürken kalp duvarı da hafif kalınlaşır.

Egzersizin tipine göre kalpte oluşan yük farklıdır.

● Koşu, bisiklet, kürek, yüzme gibi dayanıklılık sporları periferik damar direncini değiştirmeden ya da azaltarak kalpte volüm yüküne neden olur.

● Halter, gülle atma, disk atma gibi güç sporları ise periferik damar direncinde artışa sebep olarak kalpte basınç yüküne neden olur.

Kalp Büyümesi

Dayanıklılık antrenmanları kalp ve damar sisteminde fonksiyonel ve yapısal değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler fizyolojik kalp büyümesi şeklindedir. Dayanıklılık sporcularında kalbin sol karıncığının iç çapı ve kütlesi artar. Peki bu artış nereye kadar fizyolojiktir?

Ekokargiyografi (EKO) ile yapılan ölçümlerde sol karıncık diyastol sonu çapı 65mm altında ve sol karıncık duvar kalınlığı 14mm altında ise fizyolojik bir büyüme söz konusudur.

Egzersizin tipine göre kalpte farklı büyüme şekilleri ortaya çıkar. Bunlar eksantrik ve konsantrik büyümelerdir.

Eksantrik Büyüme

Eksantrik büyümede hem kalbin duvarında hem de kalbin boşluklarında büyüme vardır. Bu büyüme şekli daha çok dayanıklılık sporlarında ortaya çıkar.

Konsantrik Büyüme

Güç sporcularında ise kalpteki büyüme konsantrik büyüme dediğimiz kalp duvarı ile sınırlıdır.

Sorunlu Kalp ve Sporcu Kalp Ayrımı

Sorunlu kalpte, kalp duvarı kalınlaşırken kalbin iç hacminde azalma söz konusudur. Hipertrofik kardiyomyopati dediğimiz sorunlu kalp büyümesi genetik bir hastalıktır ve görülme sıklığı %0.2’dir. Kalbin sarkomer proteinlerinin genetik kodlanmasında mutasyon söz konusudur. Bu tanıyı almış bir hastanın birinci derece tüm yakınları (anne, baba ve kardeşler) hastalık varlığı ve derecesi açısından taranmalıdır. Genç sporcularda ani ölüme neden olabilen ciddi bir hastalıktır.

35 yaş altı sporcularda kalp kaynaklı ani ölümün en sık nedenidir. 35 yaş üzerinde en sık ani ölüm nedeni ise koroner arter hastalığı dediğimiz kalp damarlarındaki tıkanmadır.

Sporcu kalbi ve sorunlu kalp ayrımı çok iyi yapılmalıdır. Performans sporcusu olan kişilerin özellikle kalp rahatsızlığı açısından çok iyi taranmaları gerekir.

Fizik muayenesi, EKG ve EKO gibi tanı yöntemleri sorunlu kalp ve sporcu kalbi ayrımının yapılmasında kullanılabilir. Tanıda kullanılan diğer yöntemler ise kalp MR’ı, metabolik egzersiz testi, kalp biyopsisi ve genetik testlerdir. Doğru tanı genç sporcularda ani kalp kaynaklı ölümün önlenmesinde çok önemlidir.

Sporcu Kalbi

● Kalp karıncıklarında simetrik düzgün bir kalınlaşmaya neden olan fizyolojik bir durumdur.
● Her iki kalp karıncığında eksantrik bir büyüme gözlenir ve kalp duvar kalınlığı 15 mm’nin altındadır.

Sorunlu Kalp

● Asimetrik bir sol karıncık büyümesi ve sol karıncık hacminde azalma söz konusudur. Sol karıncık çıkışında daralma mevcuttur.
● Sol karıncıkta ve karıncıkları ayıran duvarda asimetrik bir kalınlaşma söz konusudur. Bu kalınlaşma ani ölüme neden olabilen patolojik bir durumdur ve saptanan kişiler tüm performans sporlarından uzak tutulmalıdır.

Kalbin kasılma fonksiyonu her iki durumda da normalken, sorunlu kalpte gevşeme esnasında dolum fonksiyonunda bozulma vardır. Buna diyastolik disfonkiyon denmektedir.

Sorunlu Kalbi Düşündüren Belirtiler Nelerdir?

Hiçbir belirti olmayabilir ya da aşağıdaki şikayetler gözlenebilir.

● Kalpte Yavaşlama
● Bayılma
● Baş Dönmesi
● Ritm Bozukluğu
● Eforla Ortaya Çıkan Nefes Darlığı
● Göğüs Ağrısı

Sorunlu Kalbi Olanlarda Tedavi Nedir?

Hastalığın tedavisi, kalpteki kas kalınlaşmasının yeri, şiddeti, derecesi, eşlik eden hastalıkların varlığı ve derecelerine göre değişiklik göstermektedir.

İlaçla Tedavi

● Öncelikle kalp ritmini düzenleyen ilaçları içeren tedavidir.
● Nispeten şikayetlerde rahatlama sağlayabilir.
● Her bireyde ilaçlara alınan yanıt farklı olabileceği için tolere edilebilen maksimal ilaç tedavisi için hekim kontrolünde takipte olunması önerilir.
Kalp İçine Yerleştirilen Ritm Bozukluğu Önleyici Cihaz (ICD)
● Yapılan kontrollerde kalp ritminde değişiklikler veya tehlike arz eden bir durum varsa ani ölüm açısından koruma amaçlı ICD takılması uygun görülebilir.
● Akılda tutulması gereken nokta, bu tedavinin kalp kasındaki mevcut kalınlaşmayı tedavi etmeye yönelik bir tedavi değil, olası istenmeyen sonuçları önlemeye yönelik bir girişim olduğudur.

Sorunlu Bölgeyi Yok Etme

● Kalp kasındaki kalınlaşma belli bir bölgede ve belli bir derecede ise, anjiyografik yöntemle yapılan bu tedavi uygun görülebilir.
● Bu tedavi esasen sıklıkla duyulan ‘’koroner anjiyografi’’ işlemi ile aynı şartlarda yapılır.
● Öncelikle kalp damarları (koroner damarlar) anjiyografik olarak görüntülenir.
● Ardından özel bir tel/kateter ile kalbin kalınlaşan bölgesini besleyen atar damar içerisine kimyasal bir madde (sıklıkla etil alkol) enjekte edilerek bir nevi “kontrollü kalp krizi’’ geçirilmesi sağlanır.
● Burada amaç, kalınlaşan kalp kası bölgesini besleyen atar damarı tıkayarak, o bölgenin beslenmesini önlemek ve hastalığın ilerlemesini durdurmak ve/veya mevcut şikayetlerin/semptomların gerilemesini sağlamaktır.

Cerrahi

● Kalp kasındaki kalınlaşmanın yeri ve derecesine göre, cerrahi teknikler ve yöntemler oldukça gelişmiş ve hemen hemen tüm hastalara uygulanabilir hale gelmiş bir tedavi yöntemidir.
● Sportif müsabakaların yapıldığı tesislerde erken müdahele için mutlaka tam donanımlı bir sağlık ekibi ve ölümcül ritm bozukluklarına karşı defibrilatör cihazı hazır bulundurulmalıdır.

Kaynaklar

1. Ribeiro JP, Fielding RA, Hughes V, Black A, Bochese MA, Knuttgen HG. Heart rate break point may coincide with the anaerobic and not the aerobic threshold. lnt J Sports Med 1985;6:220-224.

2. Foss ML, Keteyan SJ. Fox’s Physiological Basis for Exercise and Sport.6th ed. WCB McGraw-Hill, Boston 1998.

3. Guyton AC, Hall JE. Tıbbi Fizyoloji. Çev. Ed. Çavuşoğlu H. 9. ed. Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul 1996.

4. Astrand PO, Rodahl K. Textbook of Work Physiology. Third Edition, Mc Graw Hill Comp. 1988;299-320, 327-330, 556-562.

5. Belardinelli R, Georgiou D, Cianci G. et al. Effects of exercise training on left ventricular filling at rest and during exercise in patients with ischemic cardiomyopathy and severe left ventricular systolic dysfunction. Am Heart J 1996; 132: 61–70.

6. George KP, Wolfe LA, Burggraf GW. The athletic heart syndrome: a critical review. Sports Med 1991; 11: 300–31

7. Urhausen A, Monz T, Kindermann W. Echocardiographic criteria of physiological left ventricular hypertrophy in combined strength- and endurance-trained athletes. Int J Card Imaging 1997; 13: 43–52

8. Maron BJ, Bonow RO, Cannon III RO, Leon MB, Epstein SE. Hypertrophic cardiomyopathy: interrelation of clinical manifestations, pathophysiology, and therapy. N Engl J Med.1987;316:780-789, 844-852.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

ANTRENMAN/MÜSABAKA SIRASINDA VE SONRASINDA NEDEN BACAKLARIMDA YANMA TARZI AĞRILARIM OLUYOR?

Tanım

Özellikle son zamanlarda değiştirilen antrenman yükü, zemin ve kullanılan ekipman gibi değişkenlerin yol açtığı artmış zemin tepki kuvvetlerine, yetersiz iyileşme dönemi eşlik ettiğinde özellikle bacakların iç tarafında yanma şeklinde hissedilen ağrı ortaya çıkabilmektedir. Bu klinik duruma “Shin Splints” (Mediyal Tibial Stres Sendromu) ismi verilmektedir. ‘Shinbone’ yani kaval (Tibia) kemiğinin iç kenarı boyunca görülen bu rahatsızlık, egzersiz ile ilişkili rahatsızlıklar arasında yaygın olarak nitelendirebileceğimiz bir problemdir.

Shin Splints (SS) tipik olarak fiziksel aktiviteden sonra gelişir. Genellikle koşma eylemi gerektiren spor disiplinlerinde daha sıklıkla karşılaşılmaktadır ve bu yüzden, oldukça geniş bir sporcu populasyonu bu rahatsızlık açısından risk altındadır.

Herhangi bir yüksek efor gerektiren spor aktivitesi, özellikle de sezon öncesi veya aralarında, fiziksel yüklenme programlarına yeni başlangıçlarda tedbirli davranılmazsa SS ile karşılaşmak olasıdır. Alınabilecek basit önlemler, SS ağrısını azaltarak kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olabilir.

• İstirahat
• Etkilenen bölgeye soğuk uygulama
• Bölgenin yüksekte tutulması
• Germe egzersizleri
• Antrenman düzeninde ani artışlar yapmamaya dikkat etmek,

SS rahatsızlığının tekrar etmesini önlemekte anahtar role sahiptir.

SS, kaval kemiğinizin etrafındaki kasların, tendonların ve bizzat kemik dokusunun en dış katmanının mikrobik olmayan iltihaplanmasıdır. Ağrınız, tipik olarak kasların kemiğe yapıştığı kaval kemiğinizin iç kenarı (diğer bacağınıza bakan yüzü) boyunca ortaya çıkar.

Nedenleri

Genel olarak; bacağınızdaki kas ve kemik dokusu (periosteum), sık ve yüksek şiddetteki aktiviteler ile aşırı çalıştığında ortaya çıkabilmektedir.

SS, genellikle antrenman düzeniniz veya müsabaka/yarış takviminizdeki ani değişikliklerden sonra ortaya çıkar. Ayrıca, daha uzun mesafe ve daha yüksek tırmanma gerektiren koşular gibi egzersiz süre ve yoğunluktaki değişiklikler de SS gelişmesinde birer neden olabilir.

Bu nedenlerin dışında; SS gelişimine katkıda bulunan diğer faktörler şunlardır (2):

• Düz taban olmak (Pes Planus)
• Anormal derecede sert ve esnek olmayan ayak taban arklarına sahip olmak (Rigid Ark)
• Ergonomik olmayan veya yıpranmış, eski ayakkabılarla egzersiz yapmak
• Antrenman veya müsabaka/yarış yapılan zeminde ani değişiklik

Atletizm sporcuları, SS gelişimi açısından en yüksek riske sahip sporcular olmakla beraber, atletizmin birçok spor disiplinin temelini oluşturduğu düşünüldüğünde herhangi bir disiplindeki sporcuda da SS rahatsızlığı görülebilir. Aynı zamanda, dansçılar ve askeri personel de sıklıkla SS tanısı alan diğer meslek gruplarıdır.

Belirtiler

SS’in en yaygın belirtisi, kaval kemiği iç yüz kenarı boyunca ortaya çıkan yanma şeklinde tariflenen ağrıdır. Bazı durumlarda bu bölgede hafif şişlik ve renk değişikliği eşlik edebilir.

SS’de görülen ağrı sıklıkla yanma tarzında olsa da, farklı belirtiler de gözlenebilir.

• Keskin, ustura ile kesilmiş gibi, donma şeklinde veya zonklama tarzında olabilir.
• Egzersiz sırasında ve rahatsızlığın şiddetine bağlı olarak egzersiz sonrasında da ortaya çıkabilir.
• Ağrıyan bölgeye temas etmek veya parmaklar ile bastırmak ağrıyı artırır.

Hekim Muayenesi

Belirtileriniz, tıbbi öz ve soy geçmişiniz ve detaylıca anamneziniz alındıktan sonra hekiminiz, bacağınızı muayene edecektir. Doğru teşhis çok önemlidir. Bazı durumlarda, iyileşme üzerinde olumsuz etkileri olabilecek eşlik eden veya dışlanması gereken başka rahatsızlıklar da olabilir.

Hekiminiz, diğer rahatsızlıkları dışlamak için ek görüntüleme tekniklerini isteyebilir.

Stres kırıkları, tendinitler ve egzersize bağlı kronik kompartman sendromu dahil olmak üzere çeşitli durumlar SS’de karşımıza çıkan ağrıya neden olabilmektedir.

Stres Kırığı

Eğer SS rahatsızlığı, tedaviye yanıt vermiyorsa, hekiminiz stres kırığınızın olup olmadığından emin olmak isteyecektir. Stres kırığı, kaval kemiğinizde stres ve aşırı kullanımın neden olduğu küçük bir çatlaktır.

Anatomi yapıyı daha iyi göz önüne koyan çeşitli görüntüleme teknikleri, stres kırığının teşhis edilmesine yardımcı olur. Bir x-ray görüntüleme, kemik sintigrafisi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) genellikle kaval kemiğinizdeki stres kırıklarını teşhis etmekte yol gösterecektir.

Tendinit

Tendonlar kasları kemiklere bağlayan anatomik yapılardır. Tendinit terimi ise tendonların genellikle mikrobik olmayan iltihaplarını açıklamak için kullanılmaktadır. Özellikle ilgili tendonda kısmi bir yırtık varsa, SS rahatsızlığında olduğu gibi kaval kemiğinizin iç kenarı ağrılı olabilir.

Egzersize Bağlı Kronik Kompartman Sendromu

Bu sendrom oldukça nadir karşılaşılan bir durum olmasına karşın, acil tedavi edilmesi gereken oldukça öneme sahip bir klinik durumdur. SS’de görülen semptomlara benzer şekilde belirtilere neden olur.

Kompartman sendromu, kaslar ile onları saran zar (fasya) arasındaki basıncın tehlikeli seviyelere ulaştığında ortaya çıkan oldukça ağrılı bir durumdur. Egzersize bağlı kronik kompartman sendromunda ise bu basınç artışı egzersiz ile ilişkilidir ve ağrı genellikle aktivite durduktan hemen sonra düzelir.

Bu sendromun teşhisi, egzersiz öncesi ve sonrası bacak kompartmanlarının içerisindeki basınçların doğrudan veya dolaylı olarak ölçülmesiyle koyulmaktadır.

Tedavi

SS rahatsızlığınız varlığında, temel uygulanacak tedavi seçenekleri ameliyatsız (Konservatif) tedavilerdir.

Dinlenme

SS, tipik olarak bir aşırı kullanım yaralanması olduğu için uygulanacak ilk tedavi, ağrıya neden olan aktiviteye birkaç haftalık ara vererek dinlenme periyodu oluşturmaktır. Bu süre zarfında; fiziksel kondisyonun korunması amacıyla yüzme veya kondisyon bisikleti yardımıyla yapılacak daha düşük şiddetteki aerobik egzersiz türleri önerilir.

Steroid-Olmayan Anti İnflamatuar (NSAİ) İlaç Tedavisi

İbuprofen, asetil salisilik asit ve naproksen gibi etken maddeleri içeren ilaçlar ağrı ve ödem şikayetlerini azaltmada etkilidir.

Soğuk Uygulama

Günde en az 3 kez ve bir seferde ortalama 15-20 dakika ağrılı bölgeye uygulanmak üzere buz veya soğuk jeller kullanılabilir. Soğuk uygulama sırasında, doğrudan cilde buz uygulanması sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden, ince bir havlu üzerinden uygulanması daha güvenli olacaktır.

Kompresyon

Elastik bir bandaj yardımıyla ağrılı bölgenin uygun bir şekilde komprese edilmesi toplar damarlar ile kalbe geri dönüşü artıracağından, ağrı olan bölgedeki eşlik edebilecek ödemi azaltmaya yardımcı olacaktır.

Germe Egzersizleri

Ağrılı bacak bölgenizdeki kaslarınızı germek, kasların boyunu uzatıp tendonlardaki gerginliği azaltarak daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.

Destekleyici Ayakkabılar

Günlük aktiviteler sırasında iyi ayak arklarına iyi destek sağlayan ayakkabıları tercih etmek, kaval kemiğinizin iç kenarı boyunca oluşan stresi azaltmaya yardımcı olacaktır.

Ortezler

Düz taban probleminiz veya tekrarlayan SS rahatsızlığınız varsa kişiye özel yapılacak ortezlerden fayda görebilirsiniz. Ayakkabınıza uygulanabilecek birtakım ekler, kaval kemiğinizdeki stresi alarak ayağınızın ve ayak bileğinizin stabilizasyonuna yardımcı olabilir.

Yalınayak Koşu

Son yıllarda, yalınayak olacak şekilde koşma oldukça popüler hale gelmiştir. SS şikayetlerini azaltmada etkin olduğuna yönelik klinik tecrübeler belirtilmekle beraber bilimsel olarak yüksek kanıt düzeyine sahip bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı araştırmalar, yalınayak koşmanın SS rahatsızlığında oluşan stresi kaslar arasında yaydığını, böylece hiçbir alanın aşırı yüklenmediğini göstermektedir.

Tıpkı spora dönüş sırasında olduğu gibi yalınayak koşu programına da kısa mesafeler, düşük şiddet ve süreler ile başlanmalıdır. Ek olarak, yalınayak koşma sırasında ayak tabanlarında kesikler gibi çeşitli yaralanmalar için artmış risk bulunmaktadır. Bu yüzden uygun zemin seçimi ve ayak tabanlarını korumaya yönelik özel mini ayakkabılar tercih edilebilir.

Cerrahi Tedavi

Ameliyatsız tedaviye yanıt vermeyen oldukça az sayıdaki ve çok ciddi vakalarda cerrahi seçenekleri mevcut olmakla birlikte yapılacak cerrahinin başarı ihtimali konusunda şüpheler vardır.

Antrenman/Müsabakaya Dönüş

SS şikayetleri, genellikle dinlenme periyotları ve yukarıda açıklanan basit tedaviler ile gerilemektedir.

Antrenman veya müsabakaya dönmeden önce, en az 2 hafta boyunca ağrısız olmanız ve ayak bileğinizin tam eklem hareket açıklığına sahip olması gerekmektedir.

Spora dönüş sırasında daha düşük şiddet, süre ve sıklıkta antrenmanlar yapmanız gerektiğini unutmayınız. Antrenmana başlamadan önce, optimal şekilde ısınma ve germe egzersizleri yapmalısınız. Antrenman zorluklarını kademeli olarak ve yavaş bir şekilde artırmalısınız.

Antrenmanlar sırasında, önceki yanma tarzındaki ağrınızı hissetmeye başlarsanız, egzersiz yapmayı bırakınız ve ağrılı bölgeye bahsedilen şekilde soğuk uygulama yaparak birkaç gün dinlenme periyodu oluşturunuz.

Dinlenme sonrası, ağrı oluşturan egzersiz şiddetinden daha düşük şiddetteki egzersizler ile tekrar antrenmanlarınıza dönmelisiniz ve antrenman şiddetlerini öncekinden daha yavaş şekilde artırmalısınız.

Sonuç olarak, SS veya MTSS olarak tariflenen bu rahatsızlık bir aşırı kullanım yaralanması olarak kabul edilmektedir. Bahsedilen riskleri en aza indirmek amacıyla antrenman rutininizdeki bileşenleri ani bir şekilde değiştirmekten kaçınınız ve kaval kemiğiniz iç kenarı boyunca olan ağrı şikayetiniz varlığında, mutlaka tercihen bir spor hekimi uzmanı olmak üzere, hekiminize danışınız.

Kaynaklar

1. Moen MH, Tol JL, Weir A, Steunebrink M, De Winter TC. Medial tibial stress syndrome. Sports medicine.
2009;39(7):523-46.

2. Becker J, James S, Wayner R, Osternig L, Chou L-S. Biomechanical factors associated with achilles tendinopathy and medial tibial stress syndrome in runners. The American journal of sports medicine. 2017;45(11):2614-21.

3. Vajapey S, Miller TL. Evaluation, diagnosis, and treatment of chronic exertional compartment syndrome: a review of current literature. The Physician and sportsmedicine. 2017;45(4):391-8.

4. Galbraith RM, Lavallee ME. Medial tibial stress syndrome: conservative treatment options. Current reviews in musculoskeletal medicine. 2009;2(3):127-33.

5. De la Fuente C, Henriquez H, Andrade D, Yañez A. Running Footwear with Custom Insoles for Pressure Distribution are Appropriate to Diminish Impacts After Shin Splints. Asian Journal of Sports Medicine. 2019(In Press).

6. Snow N, Basset F, Byrne J. An acute bout of barefoot running alters lower-limb muscle activation for minimalist shoe users. International journal of sports medicine. 2016;37(05):382-7

7. Yates B, Allen MJ, Barnes MR. Outcome of surgical treatment of medial tibial stress syndrome. JBJS.
2003;85(10):1974-80.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

MENİSKÜS NEDİR? NE İŞE YARAR?

Diz ekleminde uyluk kemiği (femur) ve kaval kemiği (tibia) arasında yer alan kıkırdak yapısında sert yastıkçıklara menisküs adı verilir.

Her dizde iç ve dış olmak üzere iki adet hilal şeklinde menisküs bulunur. Menisküsler kaval kemiği üst eklem yüzeyine bağ dokusu ile gevşek olarak tutunurlar ve eklem yüzeyinin 1/3 – 1/2 kadarını kaplarlar.

Menisküslerin dış kenarları kalınlığı daha fazla olup merkeze doğru gidildikçe incelir. Menisküsün üst yüzeyi ise uyluk kemiğine uyum sağlamış şekildedir. Menisküslerin ön boynuz, arka boynuz, gövde ve kök kısımları vardır (Şekil 1).

Menisküs kanlanması bakımından üç farklı bölgeye ayrılmaktadır. Hilal şeklindeki menisküsün en dış kenarı kanlanmanın en iyi olduğu bölgedir ve kırmızı – kırmızı bölge olarak isimlendirilir. Menisküsün merkeze en yakın bölgesi kanlanmanın olmadığı bölgedir ve beyaz – beyaz bölge olarak isimlendirilir. Bu iki bölgeyi birbirinden ayıran orta hattaki bölge kırmızı – beyaz bölge olarak isimlendirilir (Şekil 2).

Kanlanmanın iyi olduğu kırmızı bölge menisküs yırtıkları ameliyatsız tedavi ile iyileşme potansiyeline sahiptir. Beyaz bölgedeki menisküs yırtıklarının ise artroskopik cerrahi ile tamir sonrası dahi iyileşme potansiyelleri azdır.

İç menisküsün çapı dış menisküsün çapından daha büyüktür ve C şeklindedir. Dış menisküs daha küçük daha yuvarlak ve daha hareketli bir yapıya sahiptir. İç menisküs yaralanmaları dış menisküs yaralanmalarından daha sık görülür.

Menisküsler diz ekleminin biyomekanik yapısında hayati öneme sahiptir. Diz ekleminin stabilizasyonunda, yük taşımada, ekleme binen yüklerin dağıtılması, eklem kıkırdağının korunması, şok (darbe) emilimi, eklem yüzeyi uyumunu sağlamak ve eklem yüzeyinin kayganlığının sağlanmasında önemli rol oynarlar.

Menisküslerin yokluğunda uyluk kemiği ve kaval kemiği arasındaki eklem yüzeyleri birbirleri ile tam uyumlu olmadıklarından belli noktalar yüke fazla maruz kalırken diğer yüzeylere yük dağıtılamayacak ve yük binen yüzeylerde aşınma, yıpranma ve eklem yapısının bozulması ile karşılaşılacaktır.

Menisküs Yaralanması Nasıl Oluşur?

Menisküs yaralanmasına en sık neden olan mekanizma ayak yere sabitlenmişken gövdenin diz üzerinde dönmesi ile oluşur.

Bu yaralanmalar temaslı spor branşları, bireysel spor branşları, futbol, basketbol ve güreş sporu yapanlarda yaygın olarak görülür. Bununla birlikte trafik kazaları, diz üzerine düşmeler, dize gelen direkt darbeler de menisküs yaralanmalarına neden olabilir. Diz çökmesi gereken mesleklerde de menisküs yaralanmaları artar. Özellikle 60 yaş üzerindeki bireylerde çok küçük travmalar dahi dejeneratif menisküs yırtıkları oluşturabilir.

Menisküs Yaralanması Kimlerde Olur?

Normal popülasyonda bir yılda 100.000’de 6-7 menisküs yaralanması görülürken fiziksel aktivite seviyesi daha yüksek olan popülasyonlarda bir yılda 100.000’de 827 menisküs yaralanması görülür.

Aktivite seviyesinin yüksek olması ve vücut kitle indeksinin >25 olması menisküs yaralanma riskini artırır. Bununla birlikte erkek cinsiyet, ileri yaş ve diz eklem stabilitesini bozan ön çapraz bağ yaralanmaları da menisküs yaralanması riskini artırır.

Akut menisküs yırtıkları genç erişkinlerde daha çok görülürken, dejeneratif yırtıklar 50 yaş üzeri bireylerde daha sık görülür. 10 yaşından küçük çocuklarda ise menisküs yırtığı çok nadir görülür.

Menisküs Yaralanmasının Belirtileri Nelerdir?

• Diz ekleminin iç yanı ve dış yanında hassasiyet ve ağrı hissedilir.

• Çöküp kalkma sırasında diz ağrısı şiddetlenebilir hatta bu hareketi yapmaya izin vermeyebilir.

• Menisküs yırtıkları eklem yüzeyinde yer değiştirerek kilitlenme ya da takılma hissi gibi mekanik belirtilere neden olabilir.

• Diz ekleminde şişlik ve eklem hareket açıklığının son noktalarında kısıtlılık oluşabilir.

• Eğer eşlik eden bir bağ yaralanması yoksa şişlik çok belirgin olmayabilir.

• Menisküs kanlanması az olan bir doku olduğundan yaralanması halinde diz ekleminde ciddi bir ödem oluşmasını beklemeyiz.

• Menisküs yaralanması kanlanmanın az olduğu bir bölgede ise hemen belirti vermeyerek 24 saat sonra dizde şişlik ve ağrı şikayetleri ile ortaya çıkabilir.

• Büyük menisküs yırtıkları (kova sapı yırtık) ise şiddetli ağrı ve dizde kilitlenme ile ortaya çıkarak acil artroskopik cerrahi tedavi gerektirebilir.

• Menisküs yaralanmalarında tanı amacıyla seçilecek görüntüleme yöntemi manyetik rezonans görüntülemedir (MRG).

Menisküs Yırtıklarının Sınıflandırılması

Menisküs yırtıkları akut ve dejeneratif yırtıklar olarak sınıflandırılabilir.

• Akut menisküs yırtıkları daha çok genç erişkinlerde sportif aktiviteler sırasında menisküse aşırı yüklenmeler nedeniyle oluşur.

• Dejeneratif yırtıklar ise ilerlemiş yaş ile birlikte mikro travmalar nedeniyle yıpranmış ve kalitesini yitirmiş olan menisküste küçük bir travma sonrasında oluşur.

Menisküs yırtıklarının bir diğer sınıflandırması ise yırtık tipine göre yapılır. Boylamasına yırtıklar, yatay yırtıklar, enlemesine yırtıklar, kova sapı yırtıklar ve kompleks yırtıklar olarak sınıflandırılabilir.

Menisküs Yaralanmalarının Tedavisi ve Spora Dönüş

Akut dönemde diz eklemi istirahata alınmalıdır. İstirahat diz ağrısı ve ödem geçene kadar devam etmelidir. Diz eklemine baskı uygulayan squat, diz üzerine çökmek ya da diz üzerine oturmak, merdiven çıkmak, koşu, dans ve kurbağalama yüzmek gibi aktivitelerden uzak durulmalıdır.

Ağrı çok şiddetli ise koltuk değneği kullanımı teşvik edilmelidir. Diz eklemi üzerine buz uygulaması 4-6 saat ara ile 15 dakika süre ile bacak yüksekte tutularak yapılmalıdır. Eğer belirgin bir şişlik var ise diz eklemine kompresyon oluşturan bandaj uygulamaları yapılmalıdır.

Menisküs yırtıklarının tedavisi hastanın yaşına, mesleğine, yırtığın tipine, yerine, büyüklüğüne, takılma ve kilitlenme gibi mekanik belirtilerin varlığına göre değişiklik gösterir.

Konservatif Tedavi

Diz ekleminde ağrı ve şişlik gibi belirtilerin 24 saat sonrasında gelişmiş olması, yaralanmaya dair bir olayın hatırlanmaması ya da basit bir olayın hatırlanması, diz eklemi üzerine yük verebiliyor olmak, eklem hareket açıklığının tam ya da tama yakın olması konservatif tedavinin başarılı olacağını düşündürür.

Atroskopik Cerrahi Tedavi

Diz ekleminde kilitlenme ya da takılmaların olması, eklem hareket açıklığında kısıtlılık, yaralanma anına dair diz ekleminde ciddi bir dönmenin tariflenmesi ve sonrasında sportif aktiviteye devam edilememesi, menisküs yaralanması ile beraber ön çapraz bağ yaralanmasının olması ve 3-6 haftalık konservatif tedaviye rağmen şikâyetlerin devam ediyor olması gibi durumlarda artroskopik cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulduğu düşünülür.

Cerrahi girişim sırasında “menisektomi” ya da “menisküs tamiri” yapılabilir. Menisektomi sonrasında spora dönüş yaklaşık 4 hafta sonraya planlanırken, menisküs tamirinde bu süre ortalama 12 haftayı bulur.

Sporcunun maç takvimine göre hareket edilerek, spora erken dönmek maksadı ile tamir edilebilecek bir menisküs yırtığında menisektominin tercih edilmesi uzun dönemde spor hayatının olumsuz etkilenmesiyle sonuçlanabilir.

Konservatif tedavi ya da artroskopik cerrahi tedavi sonrasında uygulanan sportif rehabilitasyon sonrasında,

• Diz ekleminde ödem olmaması,
• Eklem hareket açıklığının tam olarak sağlanmış olması,
• Kuadriceps ve hamstring kas gruplarının normal işlevini yerine getirebilmesi,
• İyi bir denge ve propriyosepsiyonun sağlanması,
• Fonksiyonel egzersizlerin zorlanmadan yapılabilmesi
• Antrenman sırasında diz eklemine yönelik bir şikayetin olmaması,
halinde spora dönüşe izin verilir.

Kaynaklar

Francavilla, M. L., Restrepo, R., Zamora, K. W., Sarode, V., Swirsky, S. M., & Mintz, D. (2014). Meniscal pathology in children: differences and similarities with the adult meniscus. Pediatric radiology, 44(8), 910-925.

Twomey-Kozak, J., & Jayasuriya, C. T. (2020). Meniscus Repair and Regeneration: A Systematic Review from a Basic and Translational Science Perspective. Clinics in sports medicine, 39(1), 125-163.

Beaufils, P., Becker, R., Kopf, S., Matthieu, O., & Pujol, N. (2017). The knee meniscus: management of traumatic tears and degenerative lesions. EFORT open reviews, 2(5), 195-203.

Wiley, T. J., Lemme, N. J., Marcaccio, S., Bokshan, S., Fadale, P. D., Edgar, C., & Owens, B. D. (2020). Return to Play Following Meniscal Repair. Clinics in sports medicine, 39(1), 185-196.

Brelin, A. M., & Rue, J. P. H. (2016). Return to play following meniscus surgery. Clinics in sports medicine, 35(4), 669-678.

Jones, J. C., Burks, R., Owens, B. D., Sturdivant, R. X., Svoboda, S. J., & Cameron, K. L. (2012). Incidence and risk factors associated with meniscal injuries among active-duty US military service members. Journal of athletic training, 47(1), 67-73.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More